Page 42 - Temmuz 2022
P. 42
alınarak binaların projeleri tersim olunmuştur. Malze- Sivas ili fidanlığından hemen getirttiğimiz akasya ve
menin kullanılmasında yerli karaktere dikkat edilmiş akçaağaç fidanlarını diktik. Orası iki yılda adeta ağaç
ve yabancı malzemenin pek fazla kullanılmamasına denizi oluvermişti. Program, yönetmelik yoktu. Her şeyi
gayret edilmiştir. Dâhili teşkilat ve kullanışlı oluşa da düşünüp çözmek zorundaydık. Hasanoğlan ve Yıldızeli
önem verilmiştir.” İfadesinden projenin yerli ve milli ol- Köy Enstitülerine yardım görevi de verildi…
duğunu anlıyoruz. Okulun yapımı iki yıl içinde tamam-
lanıp eğitime başlandı. 9,6 hektarlık alanı kaplayan Daha ilk yıldan itibaren hemen çeşitli beden eği-
enstitünün 26 adet binası inşa edildi. Enstitü kampüsü timi ve spor çalışmaları başlatılmıştı. Çocuklar her ola-
yapım aşamasında öğrencilerin de zaman içinde gö- naktan hemen yararlandırılıyordu. Hemen bir miktar
rev alması, tamiratlar yapması ve yapı taşlarının en ya- bisiklet alınmış, öğrenmeleri sağlanmıştı. Acele işlerde
kın taş ocaklarından sağlanması kendi kendine yeten çiftlikle merkez arasında haberleşme bu yolla sağlanı-
ekonomi fikrinin hayat bulmasıydı. Yapıların uyumlu, yordu. Bir de enstitünün birkaç binek atı vardı. Bunlar
sade, ekonomik, modern ve sıralı-düzenli mimarisi, da binicilik öğretiminde ve ulaşım işlerinde kullanılı-
köylerde yeni yapılaşmalar için de örnek oluşturmuş- yordu. Zamantı ırmağı kenarındaki Saçlı Çiftliği’nde
tu. İnşa edildiği dönemde su ve elektrik yoktu bu ne- tarım seferberliği başlatmıştık. Beklenen üç yüz ton
denle su kuyusu, jeneratör ve elektrik santrali yapıları ürün yerine -kurtların, kuşların hakkını da topladığımız
da düşünülmüştü. halde- sadece 35 ton ürün alabilmiştik. Sonuç: karakış
ortasında ekmeksiz kalmıştık. Toprak Mahsülleri Ofisi
Ancak Pazarören Köy Enstitüsü projesinin haya- bize Pınarbaşı Harası’nın dışına taşmış, çürümekte olan
ta geçiriliş süreci burada yazıldığı kadar kolay olmadı buğdaylardan ekmeklik buğday vermişti. Yakacak sı-
tabii ki. Ülke Kurtuluş Savaşı sonrası kendini kurma- kıntısı ise korkunçtu. Deliye dönmüştüm, sorumluluk
ya çalışırken bu seferde II.Dünya Savaşı’nın yokluk ve duygusu taşımak ne güç şeydir... Bunu yaşamayanlar
sıkıntıları baş göstermişti. Pazarören Köy Enstitütü- anlayamazlar…”
sü’nün kurucu müdürü ve üç yıl burada görev yapmış
olan Sabri Kolçak anılarında bu sıkıntıları ve zorlukları Bu zorluklarla kurulan bir okul. Her okuyucunun
şöyle anlatır: bunu anlamasının güçlüğünün farkındayım, çünkü
günümüz menfaat dünyasının bunu anlaması bekle-
“19 Haziran 1940'tan 19 Haziran 1943'e kadar bu nemez. Öğretmen ya da müdür sıfatı ne olursa olsun
kurumun başında kaldım. Eğitmen, öğrenci, öğret- ülküsü olan insan haliydi o günkü milletin ruh hali ve
men-yönetici sıkı işbirliği içinde inanılması çok güç bir davranışı.
özveri ile taş kırmışlar, kireç yakmışlar 250.000 ker-
piç dökmüşler ve kış için acil yapıları hazırlamışlardır. Enstitüde teorik ve pratik olarak toplam beş yıl
Geceli gündüzlü her türlü düzenlemeye giriştik. Taban eğitim verilmesi planlanmıştı. Fen bilimleri, sosyal bi-
tahtalarını çakmadan kış birden bastırdı. Yollar karla limler, dil, edebiyat ve beden eğitimi, resim ve müzik
tıkandı. Çocukları tavansız yatakhanede yatırmak ta- gibi güzel sanat dalları yanında demircilik, dülgerlik,
vansız yemekhanede yedirmek zorunda kaldık. Ne ki marangozluk, duvarcılık, motorculuk, dokumacılık,
çocukların hiçbirini hasta etmeden, öldürmeden kara dikiş gibi uygulamalı derslerde görülüyordu. Aynı za-
kışı çıkarmayı başarmıştık... Ama ben geceleri, bekçiler- manda köylünün modern esaslara uygun tarımsal fa-
le birlikte evlatların açılan üstlerini örterek, kırılan cam- aliyette bulunması için ziraat dersleri ve teknik dersler
ları derhal taktırarak geçirirdim. Fırtınalar amansızdı. okutulurken, zirai işletmeler ekonomisi ve kooperatif-
Odun sobasıyla ayazı kırmaya çalışırdım. Gençler mışıl çilik gibi derslerle de köylünün üretim dallarında ör-
mışıl uyurlar dipdiri kalkarlardı. Bahar gelince hemen gütlenmesi ve çağdaş bir kalkınma anlayışının kazan-
bu iki yapıya tavan çaktırdık, üstlerini de samanlı ça- dırılması hedeflenmişti.
murla sıvattıktı. Sanki kış geri gelir diye korkmuştum…
Hafta sonları sosyo-kültürel faaliyetler, müsa-
Acil işler bizi zorluyordu. Bir yandan da tarım mereler düzenlenip tüm köy sakinlerinin katılabildiği
öğretmenlerinin yardımı ile önce müdür evinin önüne etkinlikler de yapılıyordu. Diğer Köy Enstitülerinde Sa-
40 81 ÇALIKUŞU - KAYSERİ