Page 31 - Temmuz 2022
P. 31

GÜNÜMÜZ   TÜRKİYE'SİNDE
                            TÜRKÇE











                              Rabia EĞDEMİR
                              Behice Yazgan Kız Anadolu Lisesi Öğrencisi


                                Yalnızca  bir  günlüğüne  etrafınızdaki  kişilerin  ne  söylediklerini  anlamadığınızı  hayal  edin.
                            Hayat ne çok zorlaşırdı değil mi? Yabancılık çekmeniz, kendi dilinizi konuşan tek bir insanın dahi
                            bulunmayışı size yaşamı dar etmek için yeter de artardı bile. Öyleyse gündelik yaşamımızda bu
                            denli büyük bir yer tutan konuşma dilimize niçin önem göstermiyoruz?


                                Fark  etmesek  de  günden  güne  eriyip  akan  bir  dile  sahibiz.  Bu  onun  kendisinde  olan  bir
                            özellik değil. Onu yozlaştıran bizleriz. Böylesi büyük bir hazineye nasıl sahip çıkılmaz şaşılacak
                            iş doğrusu. Bu topraklarda konuştuğumuz yegane dil  Türkçeyken nedir bu yok etme çabası?
                            Böyle  gelmiş  böyle  gider  deme  hakkına  sahip  değiliz.  Eğer  en  önemli  hayati  unsurlardan  biri
                            dilse ona kol kanat germek mecburiyetindeyiz. Bundan rahatsızlık duymamaksa çok daha farklı
                            bir  evre.    Kıymetli  bir  varlığımız  çalındığı  esnada  pek  çoğumuz  ses  çıkarırız  öyle  değil  mi?  O
                            halde ortak mirasımız olan eşsiz Türkçemiz elden giderken ne diye aynı tepkiyi göstermiyoruz?
                            Ben söyleyeyim: Umursamıyoruz çünkü. Zannediyoruz ki bu çok önemsiz, bizi etkilemeyen basit
                            bir mesele. Gelecek nesillerin dilini anlamadığımız, sokaklarda dolaşırken pek nadir Türkçe diya-
                            loglarla karşılaşacağımız günler geldiği vakit de aynı vurdumduymazlıkta olunur mu? Bilinmez.
                            Belki o zaman, dilimiz ellerimizden kayıp gittikten sonra anlarız ehemmiyetini.


                                Yalnızca dükkan tabelalarına bakılarak hangi ülkede bulunulduğu yorumu yapılıyor olsaydı
                            sonuç Türkiye çıkar mıydı sizce? Tam şu anda bir şüphe duyduysanız işler pek de yolunda git-
                            miyor demektir. Yeni açılmış bir yere isim konulacağı zaman sadece Türkçe olmayanların tercih
                            ediliyor  olması  ne  acınası.  Bunun  yapılma  sebepleri  arasında;  ilgi  çekme,  yabancı  dillere  olan
                            zehirli özentilik, kendi dilini beğenmeme gibi unsurlar yatabiliyor çoğu zaman. Tüm bu gerek-
                            çelere bakıldığında her birinin ne denli acizane olduğunu görüyorsunuz. Ülkenin resmi dili Türk-
                            çeyken, Türkiye sınırları içerisindeki dükkanlarda Türkler tarafından tercih edilmiyor olması adeta
                            hakaret  niteliğinde.

                                Hissedilen onca duygunun dillere vurulmasında kullandığımız eşsiz bir araç olan Türkçenin
                            gördüğü  değer  azalmaya  devam  ediyor.  Onu  kaybetmek;  benliğimizi,  özümüzü,  bizi  yitirmek
                            demek değil midir? Ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen büyük bir etmendir dil. Onsuz eğitim,
                            iletişim, sosyal yaşam düşünülemez.
                                Tüm  bunlardan  ötürüdür  ki  yurdumuzun  üzerinde  bir  çınar  gibi  duran  ve  bizi  biz  yapan
                            Türkçemizin yapraklarının kurumasına, asırlardır varlığını sürdürmüş ulu gövdesinin çürümesine,
                            derinlerimize kadar uzanmış köklerinin kopmasına müsaade etmememiz gerekir. Şayet söyledik-
                            lerime katılıyorsanız can sularınızı Türkçemizin dibine dökmenizi dilerim.



                                                                                              Kasım 2022  29
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36