Page 36 - Eylül 2022
P. 36

Her  yudumun  bıraktığı  o  demli   mez ki hangi anahtar, hangi kapının   ve  burjuva  kalabalığın  kahkahala-
            çay burukluğu ise daha da tatlandı-  sırrını  çözer.  Bir  hikaye  yazmak  ne   rının,  dedikodularının  altında  ezilen
            rır anılarını, eskimemesi için bir koru-  kabiliyet  ister,  ne  de  okur-yazarlık.   dilenci  kız  çocuğunu  çekip  almak
            yucu gibidir, sürekli taze kalsın diye.   "Lal" olmak bir hikaye dillendirmeye   ister. Dızlak kafalı, yırtık atletli, sırası
            Porte  üzerindeki  notaların  peşine   bile  engel  değildir,  gözlerden  içeri   şaşmış  çürük  dişli  -  harabe  bir
            kendini  de  kaptırdığı  vakit,  her  çiz-  bakmak gerek. Bir hikaye dinlemek,   kalenin  surlarına  benzeyen  -  köse
            giden  geçerken  anıları  için  teselli   yürüyüşü aksak olan bir insanın ayak   sakallı,  tam  bir  pislik  olan  üvey  ba-
            bulur,  mutluluklarına  daha  da  can   seslerine kulak vermek demek.  basının, içki parası için zorla dilendir-
            verip,  acılarını  bir  çizginin  hemen                           mesinden  kurtarmaya  bile  koşmak
            dibine gömer. İlerlerken her nağme   Soğuktan  parmakları  uyuşmuş   ister.
            de  huzuru  bulur  çizginin  birinde  ve   küçük  bir  boyacı  çocuğa  uzatılan
            gelecek için daha da cesaret toplar   sıcak  bir  bardak  çay,  bir  hikayeye   Bir  hikaye  yazmak,  ne  çileler
            diğer çizgide. Ahenginde yol aldığı o   kapı  aralar;  Yüzündeki  donmuş   ister(!)  Sadakat  bekler,  konuşmaya
            porte üzerinde aslında birçok hikaye   kasalarına  rağmen,  gülümsemeye   başladığı  zaman  dinlenmesi  için;
            can  bulur,  gelecek  için  daha  güzel   çalışan ve çok fazla hareket edeme-  sus pus, pür dikkat... Yaşanmış olsa
            çizilir.  Korkular  daha  sevimli  bir  hal   yen  o  mimikler,  bir  hikayeye  çeker.   da bir daha yaşanmak ister. Gömül-
            alır, mutluluklar ise çok daha parlak   Geçmişine  yürütür  insanı;  çocukluk   düğü zifiri karanlık geçmişin rutubet
            renk bulur.                      günlerindeki  bir  kış  günü  arabayla   kokan,  kirli  ve  soğuk  odalarından
                                             bir  sokaktan  geçerken,  bir  duvar   haykırır. Gün yüzüne hasrettir, karan-
               İnsan  bu,  hayatın  her  evresinde   köşesine  büzüşmüş  o  kirli  sakallı   lıktan bunalmıştır. Fakat gün yüzü de
            bin bir renk hikaye saklar. Bir hikaye   ihtiyar  canlanır  -  kim  bilir  belki  o   gelecekteki bir geçmiş değil midir?
            yazmak  için  gönül  mahzenine  ine-  gece donmuş olmalı- hatrına düşer   Fi'den okunan hikayelere ise, bugün
            bilmek  gerek.  Hangi  kapıyı,  hangi   ve gidip bakma ister o duvar köşe-  yenileri gömülmekte..
            anahtar açar bilmek gerek. Bir nota   sine yıllar geçmiş olsa bile. Veyahut
            belki  bütün  karanlığı  yok  edip,  gün   o   donuk   gamzelerde,   okurken   Bir  hikaye  yazmak  ne  dert  ister,
            yüzüne  çıkarır.  Bir  yudum  demli   ağladığı  bir  pasaj  gelir  yüreğine  ve   ne  de  derde  derman.  Bir  hikaye
            çay,  ne  hikayeler  yıkar,  temizler   yine  ağlamaklı  bir  hal  alır;  roman-  ancak  sıcak  bir  sadakat  bekler.
            canlandırır. Bir kalemin belki akışkan   daki  çelimsiz,  yetim  çocuk  için,   Onu yazabilmek için ise; okur-yazar
            lacivert rengi, en eski aşk denizinde   kurtarmak  ister  belki  o  sayfalardan.   olmak gerek. Evvelinde okunmalı ki,
            seyahate  çıkarır.  Yağmur  lekesi   Bir  sıcak  çay  yudumladıktan  sonra,   yazabilmek  için,  beklenen  hürmet
            olmuş  camdan  içeri  batmak  üzere   içinden  gülüşen  boyalı  gözlerindeki   gösterilmeli...  Her  hikaye  için  bir
            olan  güneşten  sızan,  hüzmeler   bebeklerde,  film  sahnesi  belirir   anahtar  gerek;  içlenmiş  bir  nağme,
            üzerinde ne pişmanlıklar koşuşturur,   belki;  bir  yılbaşı  gecesinde,  aheste   hafif ılımış sıcağa yakın demli bir çay.
            daha  da  pişman  edercesine.  Bilin-  süzülen o soğuk karın altında kalmış   Bembeyaz olmasa da bir 'gönül'...



             34    81 ÇALIKUŞU - KAYSERİ
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41