Bilim ve teknolojinin akıl almaz bir hızla geliştiği dünyamızda meydana gelen yenilikleri takip etmek ve bu yeniliklere uyum sağlamak için kitap okumak, artık bireyler için hobi olmaktan çıkıp bir zorunluluk hâlini almıştır. Okumak, insanın kişisel gelişimini destekleyen önemli etkenlerden biridir; insanın düşünce yapısını, hayal dünyasını geliştirir, sözcük dağarcığını artırır, insana bilgi ve birikim kazandırır. Bunun yanı sıra okumak, yazılı metinlerden anlam oluşturma sürecidir. Birbiriyle ilişkili bilgi kaynaklarının koordinasyonunu gerektiren karmaşık bir beceridir. Süreç sonucunda öğrenme gerçekleşir. Okumanın öğrenme ortamında akademik başarıyı belirleyen bir beceri olduğu yapılan çalışmalarla ispatlanmıştır. Okuma, bireylerin küçük yaşlardan itibaren somut kavramların yanı sıra soyut kavramlar edinmesine, anlama, yorumlama ve sonuç çıkarma becerilerini geliştirmesine yardım eder. Dolayısıyla bireyin okuduğunu anlamasının önemi ortaya çıkmaktadır. Yalnızca sayı ve sembolleri seslendirerek okuma yapmak bilgiye ulaşma, işleme ve değerlendirmek için tamamen yetersiz kalacaktır. Okuduğunu anlama, yazılı bir materyalden anlam çıkarmayı ve ayrıntıları kavramayı gerektiren, metindeki bilgiler ve okuyucunun verilen mesajı mantıksal olarak yapılandırdığı üst düzey bir anlama sürecidir. Okuduğunu anlama becerisi ilkokuldan başlayarak yaşamın her döneminde geliştirilebilir bir yapıya sahiptir. Toplumların gerçek gelişmişlik ölçütlerinden birisi olarak kabul edilen okuma alışkanlığının insan hayatında önemi büyüktür. Bilginin geometrik diziler hâlinde arttığı günümüzde, sadece okul öğrenimi sırasında karşı karşıya kalınan metinlerle, istenen veya beklenen zihinsel donanımı elde etmek mümkün değildir. Bu noktada kişinin ve toplumun gelişim ihtiyaçlarının karşılanmasında örgün öğretim yanında ömür boyu kişisel eğitim de gerekmektedir. Kişisel eğitimi sürdürmek ise etkin bir okuma alışkanlığı kazanmaya, sürekli ve etkin okumaya bağlıdır. Sürekli ve etkin okumaktan amaç öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Okuma alışkanlığı, kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. Erken yaşlarda okuma alışkanlığı kazanmak; bireyin yaratıcı zekâsının, dinleme, anlama ve konuşma yeteneğinin gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu sebeple bireylerin okuduğunu anlama beceri düzeyleri/başarıları tespit edilerek bu alanda gelişmeye ihtiyacı olan bireylere yönelik çalışmalar yapılması oldukça önem taşımaktadır. Bu kapsamda ülkemizde öğrencilerin okuma becerilerini değerlendirmek amacıyla farklı ulusal ve uluslararası izleme araştırma uygulamaları yapılmaktadır. Bunlardan bazıları; PISA, PIRLS, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen 'Dört Beceride Türkçe Dil Sınavı' ve ABİDE uygulamalarıdır. Açılımı "Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi" olan ABİDE, Genel Müdürlüğümüz tarafından iki yıllık dönemler hâlinde; 4, 8 ve 10. sınıf düzeylerinde eğitim gören öğrencilerin Türkçe, matematik ve fen bilimleri alanlarında kazanmış oldukları bilgi ve becerileri ulusal düzeyde değerlendiren bir araştırmadır. Dört Beceride Türkçe Dil Sınavı öğrencilerimizin anadildeki temel dil becerilerini ortak bir değerlendirme çerçevesi kapsamında ve uluslararası düzeyde kabul edilen standartlara uygun şekilde ölçme amacıyla uygulanan ilk geniş ölçekli uygulamadır. PIRLS (Progress in International Reading Literacy Study), uluslararası okuma becerileri araştırmasıdır ve genellikle 4. sınıf öğrencilerinin okuma becerilerini değerlendirir. PISA (Programme for International Student Assessment) ise, 15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarındaki becerilerini değerlendiren uluslararası bir araştırmadır. 2021 PIRLS raporuna göre, Türkiye'nin genel okuma becerileri performansı, birçok ülkenin ortalamasının altında kalmıştır. Uygulamaya katılan ülkelerin ortalama puanları 500 iken Türkiye'nin ortalama okuma becerisi puanı 487'dir. Türkiye, PIRLS 2021'de okuma becerileri sıralamasında daha önceki döngüye göre artış gösterse de uluslararası genel ortalamanın altında kalmıştır. PISA 2022 verilerine göre uygulamaya katılan ülkelerin okuma becerilerinde ortalama puanı 476 iken Türkiye'nin ortalama okuma becerisi puanı 456 olduğu görülmektedir. Benzer şekilde 2022 PISA sonuçlarına göre Türkiye'nin okuma becerilerindeki performansı her ne kadar önceki yıllara göre artış gösterse de uluslararası ortalamanın altında kalmıştır. 2018 Dört Beceride Türkçe Dil Sınavı ve 2022 ABİDE sonuçlarına göre de öğrencilerin okuma becerileri performansının istenen düzeyde olmadığı tespit edilmiştir. Buradan hareketle mevcut sistem içerisinde okuma öğretimi, okuma alışkanlıklarını teşvik etme ve okuma materyallerine erişim konularında iyileştirmeler yapılması gerekmektedir. Eğitim İzleme 2023 Raporu (EIR)'nda Türkiye'nin okuma becerilerinde uluslararası ortalamayı yakalayabilmesi için öğrencilere yönelik müdahale programlarına/projelerine ihtiyaç olduğu ifade edilmektedir. 2024/53 2024-2025 Eğitim ve Öğretim Yılına İlişkin İş ve İşlemler konulu genelgenin 19, 25, 26, 28. maddelerindeki hususlara binaen, "Her Şey İNSAN İçin" Eğitim Hareketi kapsamında Müdürlüğümüz tarafından geliştirilen "Ayraç" çatı projesi bilgi ve tecrübelerin okuma yoluyla kazanılması, iyi bir okuyucu olmanın gerekliliği üzerine kurulmuştur. "Ayraç" çatı projesi altında yazılan projelerimiz ve faaliyetlerimizle sadece öğrencilerimizde değil tüm şehrimizde, toplumun her kesiminde okumanın önemine dair bir farkındalık oluşturmak hedeflenmiştir. Esnek bir yapıda planlanan çatı projemiz yıl içerisinde yıl içerisinde gerek görülen farklı faaliyetlere de yer verilebilecektir.