Akran eğitimi; benzer sosyal grup içinde olan, profesyonel olarak öğretmen olmayan bireylerin birbirlerine öğrenmek ve öğretmek için yardımcı olmaları olarak tanımlanmaktadır. Eğitimde sosyo-kültürel yaklaşımın kurucusu ve temsilcisi olarak kabul gören Vygotsky, öğrencilerin sınıf ortamında akranları ve öğretmenleriyle etkileşimde bulunarak öğrendiklerini vurgular. Ancak akran eğitimi ve desteği ile öğrenmeyi sadece sınıf duvarları ile sınırlandırmak yanlışına düşülmemelidir. Akran eğitiminin ana teması öğrenciler arasındaki bağların güçlenmesi, iletişimin artması ve içsel motivasyonun yükseltilmesi ile öğrenmeye karşı pozitif tutum oluşacağı görüşüne dayanır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Türkiye'nin eğitim alanında geleceğe yönelik bir vizyon geliştirmeyi ve bu vizyon doğrultusunda yetkin ve erdemli bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Yetkinlik, bireylerin bilgi ve becerilerinde uzmanlaşmalarını ifade ederken, erdem, ahlaki değerler ve ruhsal olgunluk gibi kişisel gelişim unsurlarını kapsamaktadır. Eğitimde bu iki değer bir araya geldiğinde, bireylerin topluma katkı sağlayan, aktif, üretken ve sorumlu bireyler olmaları hedeflenir. Bu bağlamda, eğitim süreçlerinde öğrenci profilinde bilgi, beceri, eğilim ve değerler dikkate alınarak, bireylerin bütünsel gelişimine katkı sağlanmaktadır. Toplumsal Sorunlar ve Eğitimde Sorumluluk; Günümüzde, toplumsal ve eğitimsel süreçlerde akranlar arasında yaşanan iletişim problemleri, öğrencilerin psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyen önemli bir sorun haline gelmiştir. Akran zorbalığı, iletişim eksiklikleri, yanlış anlaşılmalar ve sosyal dışlanma, öğrencilerin yaşam kalitesini düşürmekte ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu tür sorunlar, yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal ölçekte de derin etkiler yaratmakta ve eğitim sisteminin sağlıklı işleyişini tehdit etmektedir. Araştırmalar, akran zorbalığının öğrencilerin akademik başarısızlığına, düşük özgüvenine ve sosyal izolasyona yol açtığını göstermektedir. Örneğin, Wang, Iannotti ve Nansel (2009), akran zorbalığına maruz kalan öğrencilerin, sosyal ve duygusal sorunlarla daha sık karşılaştıklarını belirtmektedir. Eğitim kurumlarının bu tür sorunlara karşı çözüm geliştirme sorumluluğu büyüktür. Eğitim ortamlarında iletişim problemlerinin ele alınması ve etkili çözümler üretilmesi, öğrencilerin daha sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmelerine yardımcı olur. Bu çerçevede, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, eğitimde bireysel farklılıklara saygı gösterilmesini, sosyal becerilerin ve duygusal zekânın geliştirilmesini teşvik eden bir yaklaşım sergilemektedir. Akran zorbalığı okullarda gerçekleşmesi istenmeyen, müdahale edilebilir ve önlenebilir bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte akran zorbalığı fiziksel, sözel, ilişkisel/sosyal veya siber zorbalık şeklinde okullarda karşılaşılan bir durumdur. Araştırmalar, akran zorbalığının çocuk ve ergenlerin psikolojik ve fiziksel sağlığını kısa ve uzun vadede olumsuz olarak etkilediğini göstermektedir. Akran zorbalığına yönelik çalışmalarda bütüncül okul yaklaşımının hayata geçirilmesi ve tüm paydaşlara (okul, öğrenci, aile) ulaşılması gereklidir. Akran desteğinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar ve faaliyetlerin düzenlenmesi ile oluşacak olumlu etkileşim ortamı; akran zorbalığı olaylarına karşı genel bir sorumluluk bilincinin oluşmasına yardımcı olacaktır. 2024/53 2024-2025 Eğitim ve Öğretim Yılına İlişkin İş ve İşlemler konulu genelgenin 27. maddesinde yer alan "Okullarda bilimsel, sportif, sosyal, kültürel etkinlikler, sosyal sorumluluk ve gönüllülük programları ile öğrencilerimiz arasında dayanışma ve iş birliklerinin artırılarak akran desteğinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecektir. Öğrenciler arasındaki olası problemlerin çözümünde okul rehberlik birimi ile gerekli tedbirler alınacak, akran zorbalığı vb. olumsuzluklara müsamaha gösterilmeyecek, bu çerçevede meydana gelebilecek aileler arası tartışmalar ve şiddet olaylarının önlenmesine gayret edilecektir." ifadesinin gereği olarak Müdürlüğümüz AR-GE Birimi tarafından ADA (Akran Destek Ağı) çatı projesi geliştirilmiştir. ADA (Akran Destek Ağı) Projesi, akranlar arasında yaşanan iletişim sorunlarına ve karşılaşılan problemlere yönelik bütüncül bir yaklaşım benimsemekte ve öğrencilerin iletişim becerilerini geliştirmeyi, sosyal uyumlarını artırmayı ve karşılıklı anlayışla daha sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Proje, öğrenciler arasındaki iletişim sorunlarının temel nedenlerine inmeyi ve bu sorunlara kalıcı çözümler sunmayı hedeflemektedir. Akranlar arasındaki iletişim sorunları sıklıkla empati eksikliği, etkili dinleme becerilerinin yetersizliği ve sosyal farkındalığın zayıf olmasından kaynaklanmaktadır (Cohen & Geier, 2010). Bu bağlamda, ADA Projesi, öğrencilerin bu becerileri geliştirmelerine yönelik eğitimler sunmaktadır. Proje kapsamında gerçekleştirilen eğitim ve farkındalık programları, öğrencilerin yalnızca zorbalık değil, aynı zamanda iletişim çatışmalarını çözebilecek beceriler geliştirmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, yapılan çalışmalar, empati becerilerinin artırılmasıyla öğrencilerin akranlarıyla olan ilişkilerinin olumlu yönde değiştiğini göstermektedir (Eisenberg & Spinrad, 2004). Öğretmenlerin ve okul personelinin konuya dair farkındalığının artırılmasıyla, okullarda daha kapsayıcı ve destekleyici bir ortam oluşturulması sağlanacaktır. Ailelere yönelik programlar da, çocukların evde ve okulda yaşadıkları sorunları daha iyi anlamalarına ve bu sorunlara uygun şekilde destek vermelerine olanak tanımaktadır. Akran eğitimi ve desteğinin gelişmesini sağlayacak ADA projesi faaliyetleri neticesinde akran zorbalığının da önüne geçilmesi hedeflenmektedir.