Page 34 - Temmuz 2022
P. 34
Dedem önce heybesini, sonra kürtününü alıyor çizgili acı biberlerinden ısırıyor iştahla. Hayran hay-
sırtından. Orhan şöyle bir silkeleniyor. Yorulmuş ol- ran izliyorum onu. Nasıl yutabiliyor acaba? Bostan
malı. Kendiliğinden ahıra giriyor. Ben de peşinden ta- karpuzları sofradaki yerini alıyor. En küçük olanı
bii ki. Gözüm folluğa takılıyor. İri bir inci tanesi gibi önüme çekiyorum hemen. Cebinden çıkardığı kemik
parıldayan yumurtayı görünce yüreğim şenleniyor. saplı çakısıyla karpuzun baş tarafını kesiyor dedem.
Bulduğum hazineyi iftiharla babaanneme götürü- Elime bir kaşık alıyorum ve oyarak yemeğe başlıyo-
yorum. Yumurtaları beyaz kapaklı bir çinkonun için- rum. İşlem tamam. Sonra kasketinden çuvaldızını
de, samanların arasında sakladığını biliyorum. Eee, çıkarıyor ve karpuz kabuğunda karşılıklı iki delik aça-
benden kaçar mı hiç? Dedem dağ mantarı bulmuş. rak bana uzatıyor. Deliklerden direzin ipini geçirmem
Heybesinden çıkarıp babaanneme uzatıyor. Yumurta hayli vakit alıyor. Hhhh, işte oldu sonunda. Yeni çan-
bu sefer çinko helkeye girmek yerine tavada mantarla tamı gururla takıyorum omzuma ve bahçemizde kü-
buluşuyor. Mis gibi kokular savruluyor mutfaktan. Az çük bir gezintiye çıkıyorum. Canımın istediği meyve-
sonra kayısı ağacının altında yer sofrasında toplanı- lerden topluyor ve içine dolduruyorum. Derken güneş
yoruz. Bir, iki lokma derken sıyırıveriyoruz tavanın di- dağların ardına gizleniyor, hava kararıyor. Akşam ye-
bini, tadı damağımızda kalıyor tabii ki. Dedem siyah meğinden sonra minderin üzerinde sızıp kalıyorum.
32 81 ÇALIKUŞU - KAYSERİ