Page 21 - Mart 2022
P. 21

1. Dünya Savaşı’nda ise Hıristiyan âlemini lanet-      Dizeleriyle  beklenen  güneşin  doğması  için
        leyerek bu tehlikeye karşı alınacak tavrı belirtmiştir.  düşmana karşı vatan savunmasının önemini vurgu-
        Bu duygu ve inanışla mücadeleye başlamıştır. Yurt  lamaktadır. İstiklâl olmadan vatan kavramı olmay-
        içi ve yurt dışı gezilerinde halkı tek vücut olmala-   acağını  bilen  Meclis,  Millî  Marş’ımız  için  bu  özel
        rı için bilinçlendirmeye çalışıp Almanya’ya (1914)  ismi  seçmiştir.  İstiklâl  Marşı;  tarih,  millet,  vatan,
        ve  Medine’ye  (1915)  giderek  Müslüman  halkı  Hak,  iman ve din gibi değerler üzerine kurulmuş-
        uyandırmaya  gayret  etmiştir.  18  Mart  Çanakkale  tur.  “İstiklâl  Marşı”  bir  marşın  taşıması  gereken
        Savaşı’ndan sonra hayatlarını kaybeden şehitleri-      bütün  önemleri  taşır.  Bir  milletin  yaşadığı  olaylar
        mize seslendiği “Çanakkale Şehitlerine” şiirini sa-    ve duygular bakımından dönemin özeti olmuştur.
        mimi  bir  hisle  yazarak  büyük  milletlerden  büyük  Tarihi yapmak kadar, onu geleceğe doğru ve etki-
        şâirlerin, büyük şâirlerden büyük eserlerin çıktığını  li bir şekilde taşımak da çok önemlidir. Toplumun
        bize kanıtlamıştır. Bu destansı şiiri okuduğumuzda  kendisi  için  fedakârlık  yapacak  insanlara  ihtiyacı
        savaşın filmini izleriz adeta. Şairin öfkesinin, acısı-  vardır,  ama  yapılanları  geleceğe  aktarmak,  en
        nın, merhametinin, vicdânının, kahraman ordumu-        az yapılanlar kadar önemlidir. İşte Mehmet Âkif’i
        za olan minnetinin muhteşem yansımalarına şahit  büyük yapan sır da burada yatmaktadır. Bize düşen
        oluruz. Kendisi bu şiiri savaşa tanık olmadan, Hicaz  Mehmet Âkif’in vatan mücadelesindeki haykırışını,
        yolculuğundayken yazmıştır. Öyle bir duygu yoğun-      üzüntüsünü,  samimiyetini,  merhametini,  hakkani-
        luğu içerisinde yazar ki bu savaşla ilgili yazılan hiç-  yetini ve duruşunu örnek alarak bu ülkenin ihtiyacı
        bir şiir bu seviyedeki etkiye ulaşamaz. “Çanakkale  olan vatanperver aydın insanların yetişmesine ve-
        Şehitlerine” şiiri bu sebeple ölümsüzleşmiş, Âkif de  sile olmaktır.
        bu  şiirle  beraber  “Vatan  Şâiri”  unvanını  almaya
        hak kazanmıştır.                                          III. SANAT ANLAYIŞI

           Milli  Mücadele’nin  başlamasıyla  Mehmet  Âkif,       Âkif’in  şiir  anlayışı  toplumcudur.  Toplumu  tüm
        Anadolu’ya  geçer,  halkla  yaptığı  konuşmalarla,     gerçekliğiyle aktarmaktadır. Mehmet Kaplan: “Türk
        cami  kürsülerinden  verdiği  vaazlarla  ve  yayınını   edebiyatında  onun  kadar  içinde  yaşadığı  devri
        sürdürmek için Anadolu’ya taşıdığı “Sebilü’r-Reşâd”    bütün  teferruatı  ile  gören  ve  gösteren  başka  şâir
        gazetesiyle  halkı  mücadeleye  katılma  konusunda     yoktur.”  demiştir. Şiirinde hep yerlilik vardır. Şiirini
        cesaretlendirmiştir. Halkı bu mücadeleye teşvik et-    sokakta, camide, mahallede, meyhanede, kahve-
        miştir. Bursa’nın işgali sırasında da Burdur mebusu    hanede buluruz. “Safahat” için ise âdete bir man-
        kimliği  ile  TBMM’de bulunmaktadır. Duyduğu acı       zum  roman  olduğu  söylenmektedir.  Âkif,  Dindar-
        haberlerle çok üzülmüş, karargâh haline getirdiği      dinsiz, zengin-fakir, hasta-sıhhatli, cahil-münevver,
        Taceddin Dergâhı’nda “Bülbül” adını verdiği şiirini    halk-yüksek  tabaka  çatışmalarını  en  gerçekçi
        feryat ve figan içinde dile getirmiştir.               biçimde  canlandırmaktadır.  Bu  tanıdık  karakter-
                                                               leri  seçmesindeki  amaç  her  yerde  ve  her  zaman
        “Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde OSMAN’ın;     karşımıza çıkacak toplumsal olayları,  sosyal prob-
        Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ’nın!
        Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;     lemleri sergileyebilmektir. Böylece okuyucuları be-
        O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!     lirli fikirler üzerinde düşünmeye sevk etmektedir.
        Çökük bir kubbe kalsın ma’bedinden YILDIRIM Hân’ın;
        Şenaatlerle çiğnensin muazzam Kabri ORHAN’ın!”            İşte  Âkif  devrinin  ağır  sosyal  şartları  dâhilinde
                                                               ilk manzum hikâyesi “Küfe”yi kaleme alır. “Hasta”
           Âkif  vatan  için  mücadeleyi  her  zaman  savun-   adlı  manzum  hikâyesinde  de  başka  bir  çocuğun
        muştur. Koşullar gerektirdiğinde canımızı dahi va-     dramını  gözler  önüne  serer.  “Hayâlilik  ile  haki-
        tan uğruna feda etmemizi ister. Kendisi de bütün  kîliği mezcederek, kendim için mutedil bir meslek
        varlığını  vatanı  uğruna  vermeye  razı  olur.  Çünkü  tayin etmek istedim.” diyen Mehmet Akif’in amacı
        elden giden vatanın bir daha gelmeyeceğini bilir.      gördüğü rezillikleri gösterip halkı bunlardan uzak-
                                                               laştırmaktır. “Meyhâne” ve “Mahalle Kahvesi”  de
        “Arkadaş!  Yurduma alçakları uğratma sakın;            yine  gördüğü  sıkıntılı  yaşantıları  eleştirdiği  real-
        Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın.”            ist  manzum  eserlerine  örnektir.  Atalarımıza  ait

                                                                                                     Mart 2022    19
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26