Page 20 - Mart 2022
P. 20

Mehmet  Âkif,  toplum  meselelerine  Kur’an-ı  islamî bir yapıya sahip olmasından çok aslolanın
        Kerîm’in  kılavuzluğunda  yönelmiş  bir  düşünür-      fertlerin üstün ahlakî değerlere sahip olmasını sa-
        dür.  İlerici  fikirleriyle  İslam’ın  özünü  arayan  bir  vunmuştur. Müslüman toplumun inanç sisteminde-
        Müslümandır.  Türk  olmanın  şerefini  en  vicdanlı,  ki  bozulmaları  görerek  hurafelerden  uzaklaşan,
        ıstıraplı  ve  merhametli  duyuşlarla  dile  getiren  bir  şekilci  Müslümanlığı  bırakan  ve  dinî  hakikatleri
        şairdir. Aynı zamanda tembelliğe, ahlaksızlığa, ye-    Kur’ân’dan öğrenen gerçekçi bir toplum istemiştir.
        ise, cahilliğe, ihtiraslara, adaletsizliğe, yolsuzluğa
        hep  karşı  olan  ve  toplumu  bu  noktalardan  ince-  “Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini;
        leyen  bir  toplumbilimcidir.  Mehmet  Âkif  ‘in  derdi   O yerin gökten inen dini, hayatın dini?
        hep; değerlerine yabancılaşanlarla, tevekkülü yan-     Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek?
        lış anlayanlarla, kadercilerle ve böyle gördük de-     Müslümanlık mı dedin? ... Tövbeler olsun, ne demek!”
        demizdencilerle olmuştur. Yani vatanın kurtulması,                                         (Safahat, s. 395.)
        ilerlemesi ve güçlenmesi için gerçekçi din anlayışı-
        na sahip, bilgili, ahlaki yönden güçlü bir toplumun       Yakın dostu Mithat Cemal: “Âkif’in Müslümanlığı
        gerekliliğini bilen böyle bir toplumun oluşması için   Arapça     bir    Müslümanlıktır;     onun    esatirli
        sanatını kullanan bir eğitimcidir.                     Müslümanlıkla  münasebeti  yoktur,  yani  Acemce
                                                               Müslümanlıkla.”  der.  Âkif’in  çıkış  noktası  olarak

           Bu bilgiler ışığında Âkif’i anlamak için öncelikle   aldığı ışık hep Kur’ân-ı Kerîm’dir.” der. Aşağıdaki
        fikirlerini tanımalıyız. Sonra da sanatını inceleme-   dizelerde bu bilgilerin önemli kanıtlarıdır.
        liyiz. Fikrî yönden İslamiyet ve vatan konuları onun
        ilk olarak çözmeye çalıştığı ve en çok meşgul oldu-    “Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhamı
                                                               Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı!”
        ğu meseleler olduğundan bu kavramlar üzerinde                                              (Safahat, s 170.)
        yoğunlaşmak gerekiyor. Bu meselelerin sanat anla-
        yışında çizdiği yolu takip ederek Mehmet Âkif’i tam       Aynı  zamanda  Âkif  çağdaş  Batı  medeniyetinin
        olarak anlamalıyız.                                    İslâmî  değerlerle  çatışmadığını,  Avrupa’nın  bilim

                                                               ve tekniğinden yararlanılarak sağlam bir geleceğin
           I. İSLÂMCILIK                                       mümkün  olduğunu  yazmaktan  çekinmez  ve

                                                               “Heriflerin ilimlerini fenlerini almalı; fakat kendile-
           İslâmcılık düşüncesinin oluşmasında,  annesin-      rine asla inanmamalı, kanmamalıdır.” demiştir.
        den  aldığı  İslâm  terbiyesi,  babasından  öğrendiği
        temel İslâmî bilimler ve o tarihlerde Fatih’te yaşayan   “Alınız ilmini Garb’ın, alınız sanatını;
        hocalardan öğrendiği İslâm ahlâkı etkili olmuştur.     Veriniz mesainize hem de son süratini.
        Daha sonra Osmanlı Devleti’nde başlayan toprak         Çünkü kabil değil artık yaşamak bunlarsız;
        kayıpları, ekonomik, askerî ve siyasî bakımdan za-     Çünkü milliyeti yok sanatın, ilmin; yalnız.”
        aflar devletin kaosa sürüklenmesine neden olur. Bu                                         (Safahat, s 192.)
        kaos ortamında Osmanlı Devleti’nin eski kudretine
        kavuşması için Osmanlıcılık, İslâmcılık ve Türkçülük      II. VATAN
        akımları ortaya atılır. İşte Âkif böyle bir yetişme tar-
        zının verdiği etkiyle aldığı eğitimle ve dönemin şart-    Âkif   vatanla    ilgili   ilk   şiirlerini   Balkan
        larıyla devletin kurtarılması için İslâmcılık fikrini be-  Savaşları’ndaki  hezimetler  sonucunda  yazmıştır.
        nimsemiştir. Mehmet Âkif İslamcı düşünüş içinde ilk  İmparatorluğun  giderek  çökmesi  ve  elden  giden
        iş olarak Eşref Edip’le Sırat-ı Müstakim’i kurmuştur.  topraklara  üzüntü,  maziye  özlem  gibi  duygularla
        Bu  dönemde  şiirler,  makaleler;  verdiği  dersler  ve  hüzünlü şiirler yazmıştır. Çoğu şiirinde hüznü, adeta
        çağdaş İslâmî düşünce çevirileriyle İslâm’dan kop-     bir feryat olarak kaleminden mısralara dökülmüştür.
        manın felaketlerini göstermeye çalışmıştır. İslâm il-
        kelerine sarılarak, İslâm’ı çağın gereklerine uygun  “Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım.
        bir şekilde anlamamızı istemiştir. Ayrıca İslam’ı hem   Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım!”
        içsel hem de toplumsal boyutta rehber olarak ka-       “Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan
        bul etmemizi istemiştir. Bu fikirle beraber, devletin   Yatıyor şimdi… Nasıl yerlere geçmez insan?”

        18   81 ÇALIKUŞU - KAYSERİ
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25