Page 28 - Mayıs 2022
P. 28
Bazı kavramları ve isimleri zikretmek
kaleme lütuftur. Ruha sürur olur. İki hece
isim ama kocaman, muhtevası deruni olun-
ca nereden tutup başlamak gerek bileme-
mekle birlikte…
İşte bu bilinmezlik içerisinde bazen bir
kitap, bazen bir fotoğraf, bazen de bir türkü
alır götürür bizi uzaklara çok uzaklara…
Balkonda bir köşede arkadaşımızın he-
diyesi, eskitilmiş bir radyom var... Kimi za-
man yalnızlığımıza ortak olur, kimi zaman-
da kendi başına tıngırdar.
Mevsim ilkbahar. Gün akşamın kızıllı-
ğına dönmüş. Bir yandan çayımı yudumlu-
yorum bir yandan radyoda çalan ezgiler ile
nostaljik zamana eşsiz yolculuğum başlıyor
iki düğmeden birini sağa büküverdiğimde.
Ah! O eski radyolar… Bizi eskiye götü-
ren radyolar…
“Yurttan Sesler” size her yöreden,
“Şehrin Yüzleri” her sesten türküler sunar,
türkülerimizin arkasına takılır gider, bazen
hüzün, bazen neşe ile dolduğumuz zamanlar.
Bazı aralıkla hayatı/hikayeyi/filmi dek-
lanşöre basarak donduruyoruz...
Radyo da işte ‘an’ı durdu benim için.
Film geri sardı, çocukluğumun sesli sine-
ması, televizyonun resimsiz hali radyo. Bir
süre evin sabit bir eşyası iken daha sonrala-
rı kulaklık ile bedenimizin bir parçası olan
radyo, baş döndürücü teknolojik gelişmeler
karşısında varlığını hala koruyan radyo.
Çocukluğumda, ilk gençliğimde, fark-
lı müzik programları, telifsiz diskoteğiyle
sürprizdi radyo öncelikle.
“Bundan sonra çalacak şarkı sana gel-
sin...” diyerek, ardına dilek tutmacalar
vardı bir de... Çocukça ama umut dolu ve
eğlenceliydi.
26 81 ÇALIKUŞU - KAYSERİ