Page 46 - Ocak 2023
P. 46

“Kötüler çoğaldı devr-i âlemde                               “Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,
            Yaşamanın bir lezzeti kalmadı                               Gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı
            Yazan kara yazmış levh u kalemde                            Gözlerim ebna-yi âdemden o rütbe yıldı ki,
            O fermanın bir sureti kalmadı.” diyen  şık Merakî,        İstemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı!”

            “Bir vakte erdi ki bizim günümüz                                    “İnanma insanların samimiyetine
            Yiğit belli değil mert belli değil                                     Menfaat hissi ile gelirler vecde
            Herkes yarasına derman arıyor                                           Eğer vaad etmeseydi cenneti
            Deva belli değil dert belli değil                                      Allah'a bile etmezlerdi secde”

            Adalet kalmadı hep zulüm doldu                              Tabii yeni nesil de nasibini alıyor şiirlerden:
            Geçti şu baharın gülleri soldu                                      “Şu bizim evlatlar bir hoş oldular
            Dünyanın gidişi acayip oldu                                           Uçup duruyorlar bir kuş oldular
            Koyun belli değil kurt belli değil”                                  Bir düşün uğruna berduş oldular
                                                                                 Ah şu yeni nesil, eyvah ki eyvah!
            “Alırlar kadılar rüşvet
            Edip müminlere himmet                                                     Dilleri değişik görüşleri de
            Fakire yoktur şefkat                                                     Her söze löb diye girişleri de
            Zaman ahir zaman oldu” diyen  şık Ruhsatî ya da                        Tarzları çok kaba duruşları da
                                                                                 Ah şu yeni nesil, eyvah ki eyvah!”
            “Felek ile de şu dünyayı bölüştük
            Saray aldı, Han'ı bana bıraktı                                        “Dolu dolu öğüt verdim almadı,
            Karış karış da yeryüzünü dolaştık                                    Boş arıyom gardaş bizim velede,
            Zevki aldı derdi bana bıraktı                                          Ezdi bu sinemi, hayrı kalmadı,
                                                                                 Döş arıyom gardaş bizim velede.
            Biçare Mahzuni döküldü meyim
            Parçalandı sofram zehroldu suyum                                      Büyüdü, amcası masa tutacak,
            Hayal hayal oldu aşretim köyüm                                         Kumar oynayıp da bizi ütecek,
            Hayatıma zehir içirdin felek”                                        Ya çift yapacak, ya okey atacak,
                                                                                 Taş arıyom gardaş bizim velede.
            diyen Mahzunî Şerif de felekle hesabı olanlardan.
                                                                                    Dışımdan bellidir, içerim hisli,
               Bu örnekler belki bir şâir hassasiyetinin yansıması            Bazen sakin oldum, bazen de hırslı,
            olarak  görülebilir  ama  günümüzde  toplumun                          Rasim der ki, biraz akıllı, uslu,
            geneline sirayet etmiş bu ruh halini nasıl açıklamak                Baş arıyom gardaş bizim velede.”
            gerekir?  Bu  soruya  verilecek  bir  cevabım  yok  ne
            yazık ki!                                                           “Zalimin zulmüne, yoktur karışan
                                                                                  Bu kötü gidişle, var mı barışan?
                 Bir  de  işi  şikâyetten  daha  da  öteye  taşıyıp            Umudu kalmamış, gençlik perişan
            hakarete vardıran şâirlerimiz var:                                  Gecesi gündüzü, cazdır kardeşim

            “Ne taaccüp ediyorsun buna dünya derler                                Mikdatî burada sözünü bağlar
            Duyulan herzelere onda nihayet yoktur.                               Bu millet öldü mü, nerede sağlar
            Yerin altında öküz var mı dedi bir meczup                          Doğruyu söylerken, içim kan ağlar
            Onu bilmem dedim fakat üstünde pek çoktur.”                     Sanma bu yaptığım, nazdır kardeşim”




             44    81 ÇALIKUŞU - KAYSERİ
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51