Page 6 - calikusu
P. 6

“Türkçenin Ortasında Saf Bir Altın Gibi”





                                                                        Yunus Emre ve Şiiri





                                                                                               Bayram DELİKTAŞ
                                                                                          Sema Yazar Anadolu Lisesi
                                                                               Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni


                                                                 rinde bu bilginin aksine okuma yazma bildiğine
                                                                 işaret eden mısralara da rastlamak mümkündür.
                                                                 O  hâlde  Yunus’un  öğrenimini  yetiştiği  tekke  ve
                                                                 çevre içinde düşünmek gerekir. Şiirlerinde kendisi
                                                                 hakkında  sık  sık  kullandığı  ümmî  sıfatı  da  “ge-
                                                                 lenekten gelen, saf bilgiye sahip olan” şeklinde
                                                                 yorumlanabilir. Yunus, pek çok sûfî şair gibi yaşa-
                                                                 dığı çağın kültürünü şifahen almıştır. Divanındaki
                                                                 bazı  beyitlere  ve  menkıbelere  göre  Yunus  Emre
                                                                 pek  çok  yeri  gezmiş,  “yukarı  iller”  dediği  Azer-
                                                                 baycan’a kadar gitmiştir. Diyar diyar gezip dost
                                                                 sırrını aradığını; Urum’da, Şam’da kendisi gibi bir
                                                                 garip bulamadığını; gurbet ilinde âşık olup Me-
                                                                 cnun gibi dolaştığını; Şiraz, Bağdat, Tebriz, Şam,
                                                                 Nahcivan gibi beldeleri gördükten sonra Rum’da
                                                                 (Anadolu’nun  bazı  illerinde)  kışlayıp  baharda
                                                                 memleketine döndüğünü söyler. Yunus Emre; şiir-
                                                                 lerinde kendisini “şairler kocası”, “bir âşık koca”
           Türk  edebiyat  ve  düşünce  dünyasının  önde         diye niteleyerek uzun bir ömür sürdüğünü belir-
        gelen simalarından olan Yunus Emre’nin hayatı            tir. Yunus’un vefat tarihi ve kabriyle ilgili bilgiler
        çeşitli menkıbelerle iç içe geçmiş bir şekilde halk      de kesin değildir. Mezarının Eskişehir, Karaman,
        arasında  yüzyıllar  boyu  anlatılagelmiştir.  Meh-      Bursa, Erzurum hatta Azerbaycan’da olduğu söy-
        med Fuad Köprülü, Türkçenin kapısını açan bu             lenmektedir.  Görülen  o  ki  Yunus  bir  şehrin,  bir
        gönül adamının yaşadığı çevre hakkında Bektaşî           köyün şairi olmaktan çıkmış; Anadolu’nun her ta-
        geleneğindeki anlatının doğruluğunu kabul eder.          rafında manevi varlığıyla asırlar boyu yaşayacak
        Bu  anlatıya  göre  Yunus  Emre,  XIII.  yüzyılın  son   mitolojik bir kahramana dönüşmüştür.
        yarısında Sivrihisar’da yahut Bolu civarında Sa-            Yunus Emre, Ahmet Yesevi ile başlayan tekke
        karya  suyuna  yakın  köylerden  birinde  doğmuş,        şiiri  geleneğini  özgün  bir  söyleyişle  Anadolu’da
        yetişmiş bir Türkmendir.                                 yeniden ortaya koymuş ve Rumeli coğrafyasında
           Rıza Tevfik, Yunus Emre’nin okuma yazma bil-          gelişen  tasavvuf  edebiyatı  ondan  büyük  ölçüde
        mediği kanaatindedir. Yunus’un şiirleri arasında         etkilenmiştir. Yunus; tasavvufî düşünceyi derinden
        bu kanaati destekleyecek mısralara rastlamak da          kavrayıp yaşamış, ilahilerinde samimiyeti, heye-
        mümkün:  “Ne  elif  okudum  ne  cim  varlıktandır        can ve aşkıyla derinlikli, akıcı bir üslûba ulaşmış,
        kelecim (sözüm) / Bilmeye yüz bin müneccim tâli-         bütün insanlığı ilâhî aşka, kardeşliğe, merhamet
        im ne yıldızdan gelir” Ancak Yunus’un kimi şiirle-       ve  şefkate  davet  etmiş,  insan  olmanın,  kendini





             4
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11