Page 7 - Mayıs 2022
P. 7

HER NE KADAR ŞİİR ZAGREB RAD-

                             YOSU DESE DE ASLI BELGRAD RAD-
                             YOSUDUR. RADYO HER GECE SAAT

                             10’A 5 KALA BU ŞARKIYI ÇALARMIŞ
                             (LİLİ MARLEN).




                                II.  Dünya  Savaşı’nın  olanca  gücüyle  yaşan-
                             dığı bu coğrafyada dolaşırken ve ağaçlık düz bir
                             yolda Terezin Kampı’na doğru yol alırken bu şi-
                             irin aklıma gelmesi kadar doğal bir şey olamaz-
                             dı  herhâlde.  Her  ne  kadar  şiir  Zagreb  radyosu
                             dese de aslı Belgrad radyosudur. Radyo her gece
                             saat 10’a 5 kala bu şarkıyı çalarmış (Lili Marlen).
                             Savaş, komutanların emriyle durur; radyoya ses
                             verilir  ve  cephede  karşı  karşıya  savaşan  bütün
                                       askerler bu şarkıyı dinlermiş. Rivayet
              GARİP BİR DUYGU          odur ki Alman askerlerine “Hey, rad-
             AMA ÖLÜMÜN KO-            yonun  sesini  aç!”  şeklinde  istekte
              KUSU SANKİ BU-           bulunulurmuş.  Şarkıyı  ben  hiç  din-
              RALARA SİNMİŞ.           lemedim ama Attila İlhan’ın dizeleri
                                       hâlâ aklımda.
               BİRKAÇ KİŞİNİN
             SIĞACAĞI RANZA-               Bu  dizeleri  düşünürken  1940-
              LARDA ONLARCA            1945     döneminde      kullanılmış,

            KİŞİNİN YATIRILDI-         180.000  kişinin  öldüğü  “küçük  hi-
            ĞINI ÖĞRENİYORUZ.          sar  “  anlamına  gelen  Terezin  Nazi
                                       Kampı’na  girdik.  Geniş  bir  kapıdan
                             avluya geçiyoruz. Tam karşıdaki kapının üstünde
                             “arbeitmachtfrei” (çalışmak insanı özgürleştirir)
                             yazısını görüyoruz.


                                Garip  bir  duygu  ama  ölümün  kokusu  san-
                             ki buralara sinmiş. Bir ürperti içinde geziyoruz
                             kampı. Birkaç kişinin sığacağı ranzalarda onlar-
                             ca kişinin yatırıldığını öğreniyoruz. Sonra sadece
                             bir insanın yürüyebileceği kadar dar ve uzun bir
                             tünele  giriyoruz.  Önümüzde  görünen  sahte  bir
                             ışık... Hiç bitmeyecek bir yol gibi yürürken kar-
                             şımıza birden ölüm çukurları çıkıyor. Sonrasında
                             yeşillikler içinde bir darağacı. Üzerine küçük bir
                             çiçek bırakılmış.


                                Ölüm ve yaşam misali…



                                                                                                  Mayıs 2022   5
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12